Salı, Aralık 31, 2013

yıllara....

bu sabah mutfağa inerken merdiven duvarında asılı duran,
bu bibloluğa bakıp durdum,
bu ve bunun gibi, biriktirdiklerimiz durur,
 evlerimizin bir köşelerinde.
çocukluğumdan, gezdiğim yerlerden, arkadaşlarımdan,
mesela, şu seramik filler 35 yıl öncesinden bir hediye,
her birine baktıkça, bir anı hatırlarız...
işte içini kimbilir nelerin dolduracağı bir yıl var önümüzde.
belki yine küçük bir obje boş raflara konulacak.

umudumuz ve neşemiz hiç eksilmesin...
çünkü; ikisidir insanı ayakta tutan...
NİCE YILLARA


Pazartesi, Aralık 30, 2013

kurabiyeler de tamam...

tatlı bir telaş doldurdu evlerimizi...
yaşadığımız dünya da var olan tüm olumsuzluklara inat...
bulduğumuz her iyi ve güzele umutla yaklaşmak gerek,
bu telaşlar da biraz öyle...

dün,  tam gün kurabiye işine verdim kendimi...
hem kokular, hem de fırının sıcaklığı,
havayı da ısıttı sanki. :)


akide şekerinden cam kurabiyeler yaptım, 
zencefilli, tarçınlı...


bol fındıklı, çikolatalı cookie' ler pişirdim...
yaban mersini, kabak çekirdeği, kuru meyveler koyduğum,
kekler yaptım.


sonra, kurabiyeleri paketledim...
yeni yıl sabahı, sıcacık bir kahveye eşlik etsinler diye,
dostlarıma verdim...
keyifli, tatlı,sağlık ve huzurlu
herşeyden çok umutlu ve neşeli bir yıl olsun...
umut ve neşe ...
en büyük güçtür.

Cuma, Aralık 27, 2013

devam ediyor...

 evet son masalar da huzurunuz da,
biraz şöyle ege - akdeniz esintileri olsun istedim...
bu masam da...
yılbaşı masaları fotoğraf albümü dizisi:
üçüncü ve son bölüm



bu zeytinli tabaklar hatırlayanınız varsa;
''gorbon ışıl '' dan 
tahminen 20 yıllık.
bir dönemin,  hediyelik ürünlerde önemli markasıydı.
şimdiler de hala üretimi var mıdır? bilmiyorum.
biraz da bahçedeki zeytin ağacının dallarından.


ve sırada en sade masa,
sanırım yılbaşı gecesi, evde olursam hazırlayacağım masa bu olur.


keten masa örtüsü, beyaz tabaklar....


dizinin sonuna geldik...
keyifli, huzurlu ama, sadece yılbaşında değil,
her zaman dolan sofralarımız olsun.
mutlu yıllar...

Perşembe, Aralık 26, 2013

arkası yarın demiştim...

arkası geldi...
masalar demiştim ...işte o masalardan ...
yılbaşı masaları  fotoğraf albümü dizisi:
ikinci bölüm:
mavi masa


aslında akdenize en yakıştırdığım renklerdir.
begonvillerde koysaymışım daha iyi olurmuş,


ya rakı içilirse değil mi ? rakıya da en çok balık yakışır,
ve elbette mezeler...


dün hangi yemekleri hayal ettiniz bilmem ama
bugünkü boş tabaklara,  bir kaç meze ve iyi bir deniz balığı yakışır.


serptim serpiştirdim. bugünkü züccaciye  çeşitlerimiz bunlardır.

benden masayı hazırlaması,
yemekler sizden...
masalar bitti sanıyorsanız yanılırsınız,
üçüncü bölüm yarın.
devam ediyor...

Çarşamba, Aralık 25, 2013

rüzgarlı günün oyalanmaları...

rüzgarlı bir gün evde kalınca,
yılbaşı masası nasıl olsa acaba, düşüncesini karelere dökeyim derken...
yılbaşı masasından biraz fazlası oldu. 
(afilli bir isimde koyayım)
yılbaşı masaları  fotoğraf albümü dizisi:
birinci bölüm : 
kırmızı masa


kırmızı ne varsa masaya donanıverdi.


abartı da sınır tanımayınca 
noel temalı ne varsa masaya dolduruluverdi.


birde üşenmeyip bir iki çeşit yemek pişirseydim.
hani tabaklara kozalak koymazdım.


görüldüğü üzere evde epeyce kapkacak mevcut,
bu vesile ile tabak- çanak zenginliğimi de göstermiş oldum. 
ayrıca  :) eğleniyorum da.


yılbaşı masaları, konulu örnek fotoğraf albümü dizisini,
sizlere yeni yıl armağanı olarak hazırlamış olayım bari,
benden bu kadar yemeklerini de siz hayal edin.
daha bitmedi ...
arkası yarın.

Salı, Aralık 24, 2013

huzurunuz da yılbaşı ağacım...

zaman daralıyor,
nihayet ağacımı süsledim.
hepsini bir seferde göstermeyeyim. 
biraz tepesinden...


 biraz aşağıdan, 


yer beğendirmek de zor oldu,
cam önüne aldım, sehpa üstüne , ortaya, sağa, sola gezdirdim.


en son baş köşeye oturttum...
şimdilik durum budur.
ışıklarını da takarsam, gece ''şavklı''  fotoğrafını da resmederim.



Cumartesi, Aralık 21, 2013

evin baş köşesine kondular...

bir kaç yeşil dal, kaptım mı, hemen eve gelip, 
süslemeye malzeme arıyorum...
yine kattım, katıştırdım..


iyi hoş, keyifle de yapıyorum lakin hep evin baş köşesini istiyorlar.
şu kar tanelerine benzettiğim düğmeleri de pek sevdim,
iyi ki bulmuşum düğme kutusunda.


berjer koltuklar çok mutlu, yanı başlarına konan süslerden,

bugünlük bu kadar...
sıra evin ağacına bitirmeye geldi...
ufak tefek bişiler takıyorum üzerine yanından gelip, geçtikçe...
ağaç ile birlikte karşınızda olmak üzere...

Perşembe, Aralık 19, 2013

aklı düğmelerde kalanlara

düğme kutusu dedim durdum, tütün kutusunu da gösterdim.
ama aklım düğmelerde kaldı...
bakınca, bazıları ne çok hatırayı da  beraberinde getirdi. annemin döpiyesi, 
babaannemin  bluzu, kardeşimin bahçıvan pantolonu,
askılı elbisem....


eminim sizde evdeki düğme kutunuzdan hatıralar bulacaksınız. 
yedek düğmeler hep saklanır. eğer yedek yoksa, bir düğme kaybolduğunda, 
tüm takım değişmek zorunda kalır. şimdiler de, hazır giysilerin yan dikişlerine yakın yerlerde,
mutlaka yedekleri oluyor, artık farkına varmadan eskitiyoruz.
ısmarlama yaptırılan bir giysinin, kumaşından dikimine bir öyküsü olur.
görüyorum ki;  o öyküler,  bu günlere dek ulaşabiliyor.



bir ev süsü oldu mu?  bilmem ...
ama onları görmek beni mutlu etti. annemin elinden tutup, 
70'li yılların henüz kalabalıklaşmamış,
İstanbul'unda yeşil deri koltukları olan bir tren vagonu ile,
Mısır çarşısına gitmiş gibi oldum...


hatırlamak ve hatırlanmak güzel...
unutulmamak dileğiyle,

Çarşamba, Aralık 18, 2013

tütün kutusu hazinesi...

nihayet yılbaşı ağacımı süslemeye karar verdim, süslerin bulunduğu kutuyu ortaya çıkarıp,
bu yaz annemden gelen, bence evin en değerli hazinelerinden biri olan ,
dikiş kutusunu da önüme aldım, bakalım içinden neler çıkacak merakıyla. 
dikiş kutusunun kendisi ayrı bir postu hak ediyor. ileride kendisi ile tanışacaksınız. 
içinden çıkan düğme kutusunu açtım , düğmeleri kullanabileceğimi düşündüm. 
ve düğme kutusu ile işe başladım. bu bir tütün kutusu oldukça eski.
 kutunun hikayesi yok, çünkü eve nasıl geldi hatırlayan yok.
kutudan düğmeleri çıkarınca içine geçen yıl kendi ellerimle yaptığım kumaş süsleri koydum... 


düğmeleri kavanozun dibine yerleştirmek için kullandım, bazı düğmeler kar tanesi gibiydi. 
diğer malzemeler doğadan, fıstık çamı dalları, 
ateş dikeni çiçekleri yada meyveleri ne denirse.
kavanoz süsleniverdi, bu kadar güzel doğal malzeme olunca güzelde oldu.
sonra evde koyacak yer aramaya başladım.


tahta makaralar, dantel parçaları ve kar şekilli düğmeler,
dikiş kutusu hazinemden çıkanlar.


şu yılbaşı süsleri çok güzel oluyor, sihirli mi acaba bir şeyler...


en uygun köşe, babaannemden kalan koltuğun yanı gibi geldi bana.
ben bu koltuklarla büyüdüm 50 yıl oldu, benden öncesi de var, 
koltuklar sanırım 60-65 yaşındalar. 
döşemeleri de yıllar içinde bir çok kez değişti.

Datça' da ki hayatım ve evim aslın da geçmişe ve aileye ait irili- ufaklı eşyanın toplandığı yer oldu...
antika eşyalardan pek anlamam ama ailenin izleri ve anıları olması çok hoşuma gidiyor.
çocukluğum da, bu ahşap kollu berjerlerin tepesinde çok zıplamıştım.


Salı, Aralık 17, 2013

yürüyüş yolu...


yürüyüş yolu seçmek için bir çok alternatife sahip olmanın,
ayrıcalığından çok sık bahseder ve  bu yolları kareler,
sayfamda paylaşırım...
bu yol aslında çarşıya inmek içinde sıkça  kullandığım bir yol...
bu sabah bu yoldan yürüdüm.

bu kış, soğuk havaya alıştık gibi...
bu yazdığıma da inanamadım sanki, iki gün önce yüzen ben değilim?
evet 30 kasım dan sonra 15 aralıkta da yüzdüm.
parçalı bulutlu datça'dan sevgiler...

Pazar, Aralık 15, 2013

akdenize yakışır

yılbaşı sofrası fotoğraflarına merak sarmışken 
fotoğraf arşivime dalıverdim... bulduklarım; 
yaz masaları, ama olsun elimde olan kareler bunlardı.
akdenize yakışır masalar.
begonvilli, mavili, bembeyaz..

üç yaz önce ''gümüşlük'' de çektiğim bu kareleri pek severim...
bu post aslın da, kendime not olsun diye...
NOT : yeni yıl masam akdenize yakışır olsun.

Cuma, Aralık 13, 2013

tanıştırayım....

genel bir bakış açısı olması için, bu kareyi tercih ettim...
lütfen genel olarak bakınız.


bir de üçüne biraz daha yaklaşarak bakınız..
kadehe konulmuş meyve deyip geçebilirsiniz ama ...
demeyin.
bu üzümün ne işi var burada diye sorun ? ben de anlatayım...
aralık ayının 13 ü olmuş bütün bağlar bozulmuş hatta sirke,şarap, şıra olmuş...
ama bunlar dalın da...evet dalın da...
 tüm üzümler olgunlaşırken, asmanın bir dalında
 yeni bir salkım oldu ağustos ayı ortalarında... merakla izledim akıbetini
ve aralık ortasında asma yaprakları sararıp kurumuşken 
ben bu salkımı dalından topladım.


altın çilek,  aslın bir çoğu hala yeşil, ben sadece sararanları topladım.
tül gibi oluyor üzerindeki kapsülü.
altın çilek ne zaman meyve verir inanın hiç bilmiyorum, 
yani bu meyveler zamanlı mı, yoksa üzümler gibi ezberbozan mı bilemedim.


"turunçgiller ailesinin küçük mücevheri"
kumkuat 
aynı zaman da, en çok sevdiğim...
kabuğundaki şekerli ekşi tadına bayılırım.
sanırım bahçe de zamanın da olan tek meyve kumkuat...


ezberbozan , asi üzüme gelince,
rengi, boyutu çok iyi ama tadı ekşice,
sanırım meyveleri tatlandıran bol güneş...
yani bence, mevsiminde olanlar tatlı oluyor.


bahçe de bunlar olurken...
yurdun büyük bölümü kar altın da...

Çarşamba, Aralık 11, 2013

evim evim sıcak evim...

rüzgar uğultusu ile başlayan gün, rüzgar uğultusu ile devam ediyor.
dışarı da tam anlamı ile bir ayaz var.
kedicikler bildikleri kuytu köşelere sığındı. köpekler koşuşturmuyor,
sanırım onlarda kendilerine korunaklar buldu.
ben sadece en yakınımdakilere yiyecek verebildim.
datça daki sokak hayvanları, büyük şehirlere göre daha şanslı, 


bu gün ; evde oturulan günlerden, film seyredip, elbette kitap okunacak,
ikisi de , emekliliğin en keyifli ve hiç bıkmadan yapacağım işleri...


fırsat bilip, ev süslemelerine de başlayayım dedim.
nasıl olsa, malzeme doğa da bol ,,,


servi ağacının dalları, kozalaklar, hala dalın da kırmızı bulduğum 
karabiber ağacının meyvelerinin taneleri..
çocukluğumdan kalma ( annemin dikiş kutusundan ) tahta makaralar.
yanlarına fenerleri de alınca , oldu sanırım...
bence oldu.


tepeden bir baktım, beğendim ..


umarım her canlı sıcak bir sığınak bulmuştur.

Pazartesi, Aralık 09, 2013

posta kartlarını unutma...

geçen yıl ki, süslerden 
bu yıl neler yapacağım bilmiyorum,
evet süsleme zamanı geldi deyip, işe girişince her şey kendiliğinden oluyor.
bu postu hazırlarken, aklımdaki asıl düşünce yeni yıl kartlarıydı.
öyle e-mail ile gönderilecek kartlar değil.
bildiğiniz pullu, zarflı , itinalı el yazısı ile yazılmış.
geçen yıl oğluma ve en sevdiğim çocukluk arkadaşıma kart yolladım,
bana da, onlara da çok ama çok iyi geldi....
bu yıl kartları çoğaltmak istiyorum.

zarflı, pullu, el yazısı yeni yıl kartlarını unutmayın...

Pazar, Aralık 08, 2013

tema çok önemlidir....

öyle sakin, dingin bir gün olduğu söylenemez,
çünkü; datça hayanseverler derneğinin düzenlediği kermes vardı.
artık gelenekselleşen bu kermese ilgi hep çoktur.
yapılan alışverişler barınağa ve sokakta yaşayan  dört ayaklı dostlara destektir.


pazar da, yeni yıl atmosferine kendini kaptıran ben, eve gelince,
yeni yıl temalı, ama alakası olmayan yiyecekler pişirip, tema derdine düşerek,
fotoğraflar da,  her türlü süsü itina ile kullandım.  
peki pişirilenler nelerdir ? 
elmalı, tarçınlı, cevizli kek, ne alaka ise, patlıcan reçeli...  
pazar da, aşırı minik patlıcan bulunca dayanamadım yaptım.
kare kesilmiş olan ''kaşnika'' annem den öğrendiğim, bir rumeli lezzeti.
tarifi : burada


 pazar dan yaptığım alışverişe gelince, 
ikinci el kitaplar ve yılbaşı ağacım için süsler..


ooooo
sayfamda yeni yıl havasına girdi....
temanın önemi büyük...
:)