Perşembe, Şubat 26, 2015

haftanın çiçeği ve dileği...


anemonlar bitti  sayılır, tek tük görünse de,
artık bu görüntüler yok.


minicik ama güçlü  bu güzellikler,
kışın en zor şartların da  ayakta durdular.
rüzgara, yağmura direndiler.
koparıp bazen evime taşıdım onları.
var oldukları her yeri güzelleştirdiler...


haftanın son günü çabucak bitsin,
güzel bir hafta sonu, herkesi mutlandırsın.

Çarşamba, Şubat 25, 2015

haftanın tatlısı. ..


iki renkli, ayaklı bardaklara konulmuş, tatlıları gördükçe,
neden benim böyle bir kaç fotoğrafım yok diye hayıflanıyordum.


yağmurlu günlerden birinde mutfağa girip,
iki renkli, havalı bir puding yaptım.


sütlü tatlılardan en çok sütlaç sever ve pişiririm.
puding dediğime bakmayın, bildiğiniz muhallebi yaptım.
hemde pirinç unu ile, nedense pirinç unu tadını daha çok severim.
aslın da, nişasta daha berrak bir renk ve kıvam verir.


neyse gelelim tarife;
sade muhallebi :
yarım kilo süt, iki yemek kaşığı pirinç unu,
dört yemek kaşığı şeker.

kakaolu muhallebi:
yarım kilo süt, iki yemek kaşığı pirinç unu,
1 yemek kaşığı kakao,
dört yemek kaşığı şeker.

malzemeler ve süt karıştırılıp, orta ateşte muhallebi kıvamına,
gelinceye kadar pişirilir.




haftanın kahvesi...


Her gün yayın yapar oldum.
dışarı da olma, kırlar da yürüme imkanı olmayınca,
bana kalan, kitap, örgü, kahve, sohbet, film ve birde blog.
hayat her zaman aynı düzen de gitmiyor, bende, gün bunu getirmişse diyorum,
madem evde zaman geçecek o zaman hergüne bir post olsun.


eminim benim gibi birçoğunuz şu pufları sever,
hayatımıza girdiği günden beri en sevdiğimdir.


vazom da, bir demet taze çiçek,
fincanım da kahvem ve yanın da puflar varsa.
fotoğraf çekilir.
bu hal beni mutlu ettiyse size de bir tebessüm getirir.


hayatımda ne varsa, biraz mavi, biraz kahve, biraz reçel,
biraz tatlı, sohbetimizi de yaparız, yorumlarla.
paylaşmak güzeldir.
dostlukla kalın.

Pazartesi, Şubat 23, 2015

haftanın reçeli...


turunç reçeli en çok ve en severek yaptığım reçeldir.
çünkü yemesini de çok severim.


turunçların dış kabuğunu hafifçe rendeleyip.
kabukları dilimliyorum.


şekildeki gibi kıvırıp, ipe diziyorum.
tencere de, bir taşım kaynatıp süzüyorum.
üç gün boyunca, günde üç- dört kere suyunu değiştiriyorum.
şeker ölçüm şu, 10 adet turunç kabuğu için,
1 kg şeker, 1 su bardağından az eksik su,
su ve şeker tencerede kaynamaya başlayınca, ipe dizili
turunçları tencereye koyup, parlaklaşana kadar kaynatıyorum.
1 limon suyunu, ocaktan indirmeden az önce ilave ediyorum.


reçelden çok küçük, yoğun aromalı meyve tatlısı gibi birşey oluyor.


afiyette oluyor.

Pazar, Şubat 22, 2015

haftanın mavisi...


haftanın ancak bir yada iki günü, güneşi görebilen,
bir güney, kıyı kasabası olduk.
bu fotoğraflar geçen haftanın o güneşli günlerinden.
Gölümüzün, şelaleden akıp denize döküldüğü nokta.


Gölün minik bir de şelalesi var.


yağmurlar bol olduğundan şelalemiz bu yıl pek gürleyerek,
çağıldamakta. 


şanslıydım, güneşin tam da şelaleye vurduğu zamanlar da,
bu kareler objektifime düştü.

güneşin aydınlığı hiç eksilmesin.

**Ben bu postu hazırlarken, kara kara bulutlar ve  güçlü bir fırtına ile gün, geceye döndü.

Cuma, Şubat 20, 2015

limonlu tart...


sepetler dolusu limonlarımı hatırlıyorsunuzdur. 
fırsat buldukça limonlu birşeyler yapıyorum.
tart serime bir de limonlu tart eklemiş oldum.


kek yapınca, aynı hamurdan az bir miktar,
tart kalıbına döküp fırına atıyorum.
böylece ana malzeme hazır oluyor.


limonları ince ince doğradım, bir kap içine alıp üzerine şeker,
çok az tereyağ koyup şöyle bir çevirdim. 
bir köşeye bıraktım.


tereyağlı, meyve ve şeker karışımını,
diğer meyvelerden yaptığımda direk bu şekilde, tartın  üzerine dökerim.
ama limon için araya sütlü bir muhallebi yakışır diye düşündüm.
süt, pirinç unu, rendelenmiş bolca limon kabuğu ve şeker ile 
muhallebi yaptım. muhallebiyi serdim, üzerine limonları dizdim.
en üst için, bir su bardağının yarısı limon suyu, yarısı su, bir yemek kaşığı nişasta, 
bir buçuk yemek kaşığı şeker ile jöle yaptım.


 kuruttuğum, nar çiçeği, ayva yaprağı ve 
limon dilimlerinden, yaptığım,
güzel bir bitki çayı 
 tartı mideme indirirken bana eşlik etti.
anlatması uzun gibi dursa da aslında yapması çok kolay,
muhallebideki limon kabuğu aroması ve limon suyuna jöle sayesinde,
çok ekşi olmayan ,tam bir limon şöleni oldu.


zor geçen bir haftanın son günü,
hafta sonunu, evde geçirmek isterseniz, belki denersiniz.
keşke hayatta da, ekşinin, tatlının karışımı bu kıvamda olsa.
yüzümüzdeki, hüzünlerin tebessümlere, hatta kahkahalara ulaşması,
umudumuzun hiç bitmemesi dileğiyle.
iyilik dolu bir dünya olsun.

Çarşamba, Şubat 18, 2015

örgü...


Gri ve soğuk geçen günler, 
İşte böyle renklendi, şekillendi. 


 Cok sevdiğim arkadaşım, 
Anneanne oldu, minik  kız  hanim, hepimizin torunu.


şöyle hafif bir battaniye yapmak istedim.
birde internette bir örgü sitesinde gördüğüm,
tavşan kulaklı hırkayı.


sanırım hızımı alamadım,
bunları örüvermişim.


battaniyeyi dantel parçaları ile süsledim.


pembe ipten artınca, minicik bir elbise ördüm.


düğme kullanmadım, bağcıkları örerken hırka ile birlikte yaptım,
sağlam olsun diye.


battaniye, ısıtmaktan çok süslemek amaçlı oldu gibi.
aslında ipi de, ince değil

bu kış örgü işlerim çok sevimli oldular.

Canım arkadaşım İnci'min İnci'sine.

Salı, Şubat 17, 2015

umudun rengi ''mavi''

içimden geçenler;


sayısını bile aklımızda tutamadığımız, 
acılarımıza bir acı daha eklendi...
her acı, hep çok daha acı...
neredeyse iki ayı bulmuyor sayfalarımızı karartıyoruz.
ve 
hep o karanlıklarda kalmamak için, her seferinde umut arıyoruz.


bu sefer umut, bahçesinden topladığı sümbülleri,
 pazar da satmaya getiren kadının tezgahın da çıktı karşıma. 
her cumartesi yaptığım gibi, pazar tezgahlarından kereler çekmiştim.
bu sabah elime alıp baktığımda, mavi muşamba pazar tezgahındaki sümbüllere.
masmavi bir umut gördüm.


oysa günlerdir, bir fincan kahve, yada bir fincan çay içimi,
tüm sohbetler de acımız düşmedi dilimizden.
sümbüllere bakarken. 
 internette  çArşı'nın yaptığı,

"dolmuşta son yolcu kadınsa, dolmuştan inmeme"

çağrısını okudum. ne bileyim işte, birlik olmak, iyi insanlara dair,
içimi, umutlu ve güzel hisler kapladı.


işte yine umudun rengi mavi oldu.

Pazar, Şubat 15, 2015

...


sadece gökyüzüne gelmiyor gri bulutlar,
hayatın üstüne de, çöküveriyor aniden.


20 yaşın da, hiç beklemediği zaman da.
''özgecanımıza''


yazacaklarımın çok fazlası, her birimizin yüreğinde, 
dilinde, kaleminde...


tüm karanlığa rağmen, puslu da olsa yol,
 bilirim ki, kadınlar hep yürüyecekler,
daha güzel bir dünyayı kurmak için...


gün umutla ve direnmekle aydınlanır.

NOT: tüm fotoğraflar 13 şubat sabahından.

Cuma, Şubat 13, 2015

bahar kahvesi,


Datça'ya güneş geri dönmüş.
kır çiçekleri tek tük açar olmuş,
gelincikler bile görülmeye başlamış.


bu keyfe kahve yakışmaz mı?


sanki, bahar fincana da uğramış.


bahar, umudun resmi gibi gelir bana,
kahve ve umut hiç eksilmesin hayatımızdan.
hafta sonunuz mutlu geçsin.