Çarşamba, Nisan 08, 2009

YOL HEP YOL HEP YOL


Yollar olsun önümde ucu hep daralan yada buharlaşan ve merak olsun içimde sonunu bulmak için yolların....
Ne de severim yollarda olmayı ve araba kullanmayı...hiç yorulmam ,
hiç sıkılmam...
otobanlar olmasın ama...
Acelesi olmayan yol sevdalılarının yolları şehirlerden geçsin, köylerden kasabalardan ....
Kırmızı ışık bazen bir köy kahvesinin önünde yansın, masada oturan kasketli yaşlılar herzamanki aldırmazlıkları ve meraklı donuk gözleriyle baksın ve bende gözlerinin bebeklerine bir tebessüm göndereyim...Yeşil ışık yanıp da ben gidince masalarında on dakika sohbetim dönsün ...trafik ışığı dibindeki bir kahvede oturanların gözbebeklerinde tebessümüm kalsın...
Yada yaya geçidi tam da bir kasaba bakkalının önünde olsun ben durayım yaşlı bir kadın geçinceye dek tebessümüm taburede oturan bakkala ve önünde bekleyen çocuklara yayılsın..
Bazen kırmızı ışık da durduğum yer, gelişmiş bir ege kentinin telaşlı sabahında bir otobüs durağı olsun. Durakta gençkızlar olsun , liseli öğrenciler ve ben camı açıp günaydın dediğimde şaşkın bakışları gözlerime ulaşmadan yeşil ışık yanıversin...
Bir rampada halden anlar bir kamyoncunun arkasında kalsam bir süre böyle yol alsak ve kamyoncu yolu görüp emin olduğunda hafif sağa yanaşsa camdan koluyla ''hadi şimdi geç yol güvenli'' dercesine yol verse korna çalıp ve el sallayarak teşekkür edip önümde uzayan yola koyulsam...
Ege kıyılarında çam dalları arabanın camına değse, çam kokusu yüreğime dolsa ...ah ben yollarda olsam... (08 nisan yılda 2009 yer istanbul da bir ofis ...oldumu şimdi ...)

Cumartesi, Nisan 04, 2009

başlık ; yok

Bir öyküde kahraman olmak mı güzeldir...yoksa anlatmak mı...yada hem kahraman olmak hem anlatmak mı...
Hayat bir öykü ,öykülerde hayat...sıradan bir kahramanda olsak sıradan bir öyküde...altını çizerek yaşayalım anların ve yaşadığımızca anlatalım kendi öykülerimizi...Sıradan hayatımızın sıradan öykülerini..
yine 4 nisan 2008 ve yine istanbul puslu baharımda

BAHARA DAİR




BAHAR İSYANCIDIR...


Evet soralım bakalım sevgili yüreğimize ne kıpırtılar var bu bahar.. Bakalım dünyaya ne isyancılar var bu bahar...
Ve ....soralım geçen baharlara ne isyancılar vardı ....
Tüm baharlar isyan dolsun ...tüm isyancılara selam olsun...
4 NİSAN 2008....(İstanbul baharı puslu bana)


KELİME, KELİMELER , CÜMLE...

Neden korkulur kelimelerden...
Başlangıçların yada çoşkulu anların içindeki kelimelerle var olur bazıları...sadece çoşkulu anların ve duyguların kelimelerindedir hayat onlar için.Oysa öyküler de bütün kelimeler vardır. Sevinç,hüzün,ihanet,acı,ayrılık tüm duyguları anlatan kelimeler oluşturur öyküleri tıpkı hayat gibi...Öyküleri yürekten anlatanlar,hayatıda yürekten yaşarlar ,asla kelimelerden korkmazlar...Kelimelerden korkup cümleler kuramayanlar yüreksizdir...korkaktır.
Bazen öyküler biterken iki kelimedir yada üç kelime bir cümleyi oluşturan ve zordur söylemek cesaret ister, yürekli olan söyler korkak olan kaçar.
Ne büyük korkaklıkdır kelimelerden kaçmak ...Hayata dair herşey sözlerimizde ,sözlerimiz....cümlelerimizde, kelimelerimizde, cesur olanların dilinde ,kaleminde...
KORKMAYANLARA (04.nisan .2008)