Pazar, Nisan 30, 2017

lila, eflatun, mor...


oturup boyaları alsam elime asla bu tonları tutturamam.


otların arasına saçılmış duruyorlar,
ve
öyle durdukları yerlerde
bahar oluyorlar.


dönüp dönüp bakın,
bakın ki,
yolunuz baharlara düşsün,
bahara dokunun.


önce kıyamadım koparmaya ki; hep kıyamam zaten
ama bu karelerde kalacaklar 
ve baharı göremeyenler de görecekler dedim.


her birinden birer tane kopardım.


her taraftan fotoğraf çektim.


etrafında döndüm durdum.
💜💜💜💜💜💜💜


ah bahar...

Salı, Nisan 25, 2017

akasya çiçeği ve limon ....


akasya ağacının o muhteşem çiçekleri ve limon kabuğu,
 biraraya gelince acaba ne olur?


limon kabuklarını çubuk çubuk doğrayıp,
bir kaç kez haşlayıp süzdüm.
akasya çiçeklerini de tek tek dalından ayıkladım.
şeker ve suyu tencereye koyup kaynatmaya başladım.
önce limonları attım, reçelin kıvamına baktım, sonra limon suyu ve akasyaları ekledim.
parlaklaşıp, kıvam alınca ocaktan indirip,
sıcak sıcak kavanoza doldurdum.


elbette muhteşem bir reçel oldu.


ekmeğe haşhaş ezmesi sürüp üzerinede akasya - limon reçeli koyunca,
daha da muhteşem bir hal aldı.


afiyetle yedim.

Pazar, Nisan 23, 2017

mavi ile beyaza dair....


söylenecek tek söz iki rengin birbirine çok yakıştığıdır.
her ton da mavi, koyusu, açığı hepsi, beyazla bütünleşir.


böyle güzel bir mimari yapıda,
hele bir de Datça denizinin ve göğünün mavisi ile yan yana gelirse,
çok daha yakışır.


bir de şiir paylaşayım maviye dair.
❤❤☺❤❤
Mavi konuşalım, mavi yazalım
Mektuplar zarfa girer girmez mavi
Söz mavi olsun ağızdan çıkar çıkmaz
İki ayrılık arasındaki yol mavi
Göz göze gelince mavi olsun yakınlığı kızla oğlanın
Mavi bir anı gibi ışıklar içinde zaman
Haydar Ergülen


birde mavi bende hep umudun rengi olmuştur.
mavi günlere,
mavi geleceğe.

Cumartesi, Nisan 22, 2017

gelincik...


evet başladılar,
baharın yeni süsleri,
gözümüzü, gönlümüzü güzelleştirmeye.


o kadar narinler ki,
ama bir o kadar da güçlü.


henüz açmamış tomurcuklar da,
hazır bekliyorlar.


gelincikler,


gelincikler işte,
54 yıllık ömrümün bu baharında da,
güzeller, hep güzeller.


Çarşamba, Nisan 19, 2017

bol limonlu kek...

sanki limon yermiş gibi olacağınız bir tarif
malzemeler:
100 gr tereyağ, 2 yumurta, 1/2 bardak toz şeker,
1/2 bardak limon suyu, 1 çay kaşığı karbonat,
limon kabuğu rendesi, alabildiğince un,
üstü için, 
1 yemek kaşığı pudra şekeri, 2 yemek kaşığı limon suyu


tereyağı oda ısısında yumuşatıp, şeker ile krema kıvamına gelene kadar çırpın,
iki yumurta ve limon suyunu ekleyip çırpmaya devam edin.
un kabartma tozu ve limon kabuğu rendesi de ekleyip iyice karıştırın.


kek hamurunu, kalıba döküp 180 derece fırına verin.


fırından çıkan keki ters çevirip,
1 yemek kaşığı pudra şekeri ve 2 yemek kaşığı limon suyu ile hazırladığınız karışımı,
kekik üzerinde gezdirin.


bir miktar limon kabuğu rendesi ile üzerini süsleyin.


koklaya koklaya yiyebilirsiniz.


afiyet olsun,
bize oldu.

Salı, Nisan 18, 2017

mutlu haber benden...


Bugün hava kapalı, ruhlar sıkıntılı
gündem farklı ama
  benim bir sevincim var, 
cok uzun yollardan oğlum ve gelinim geldi, 
💜👪💚👫💛
evim şenlendi.



Pazartesi, Nisan 17, 2017

renkli mandallar...


11 yıllık blog hayatımın en saçma postu da bu olsun,


çamaşır asarken bir araya gelmiş mandalları rengarenk görünce,
ne bileyim dayanamadım fotoğraf çekmeye başladım.


çok güzel görünüyorlardı.
hem renkleri seviyorum.
ya hoşuma gitti işte ..


hem mandalların da hakkı değil mi fotoğraflanmak.
oldu oldu güzel oldu.


💙💚💛💜💗

Cumartesi, Nisan 15, 2017

her bahar papatyalar...


💛💛💛💛💛💛💛


bu böyle hep sürsün,
baharlar gelsin, papatyalar açsın,
ömrümüz oldukça tanıklığımız olsun.


eski bir bahar fotoğrafının önüne bir papatya demeti düşsün.


tüm papatyaları sevsemde,
gönlüm bu minnakları görünce bir başka titrer.


minnak papatyalara bir minnak vazo.


birde o insanın içine işleyip,
iz bırakan kokusu yok mu.


kim bilir?
 kaç bahar daha papatyalara rastlayacak ömrüm.

Perşembe, Nisan 13, 2017

sibek ...


soğanın çiçeklenip tohum olmak için tam ortasından çıkan okuna,
buralarda ''sibek'' diyorlar.
20 yıl öncesi Datça köylerinde dolanırken tarla da bu okları toplayan bir kadın görüp,
merakla sormuştum. bu ne diye o zaman öğrendim adını, tadını.
hemen bir kucak sibek veren kadın. 
''bunları doğreycen, kavurcen, üstüne yımırta gırıvercen,
bak ye, gör, bi bek dadlı oluu'' dedi.


işte o vakitten beri her bahar, pazarda yolunu gözlerim.
benim için bahar sibekle gelir pazara.


külahları hariç doğrayıp,
tavaya koyarım.


zeytinyağını döküp, yumuşayana kadar kavururum.


üstüne yumurtasını da kırdım mı...
offf ne lezzettir.


Datça dışında bilinir mi? pişirilir mi?
bilmiyorum.
ama bulursanız mutlaka deneyin.


👍👌😘

Çarşamba, Nisan 12, 2017

sepet, sepet. sepet...


evde kullandığım ne kadar sepet varsa sıraya dizdim.


sepet sevgimi karelere taşıyıp,
hatıralarımın arasına katmak için,
bloga post eyledim.


sepet gördüm mü, dayanamam.


büyük, küçük bir bakmışım almışım.


Kolombiya'dan bile sepet alıp getirdim.
bu renkli minik oradan.
mandal sepeti olarak işe başladı.


piknik, sepeti, sebze sepeti, şarap sepeti,
hepsinin bir vazifesi var.



en miniğinden ,
en büyüğüne,


hiçbiri boş durmaz, evde bir görevi vardır.



sepet dolusu sevgiler.