Pazartesi, Haziran 30, 2014

sabunlar ve banyo

banyodan sevgilerle,
küçücük bir banyo ama içine türlü, türlü sabun doldurdum..


sabunlara gelince, hepsi tek,tek - çeşit,çeşit
elde yapılıyor ve Datça' da satılıyor. eğer buraya gelirseniz,
akşamları kurulan tezgahlardan''Deniz ve Hamdiye'nin tezgahında''
gelemezseniz  buradan iletişim kurarak alabilirsiniz.


sabunları dün akşam alıp eve geldim, aman yarın olsun ben bunları,
banyoya koyup, köşe bucak dolaştırıp, doya doya seyredeyim dedim.
sadece seyretmekle olmaz, fotoğraflayıp, kare kare eyledim.
ananemin elli yıllık havlusunu çıkardım, en çok ona yakışır diye, 
havlunun üstüne dizip,  pozlar verdirdim.


evdeki deniz kabuklarını getirdim yanlarına,
peşkirin üstüne dizdim, yanına koydum.
velhasıl nereye koysam, pek yakıştılar.


o kadar özenle yapılmış ki, her biri, mesela ısırgan otu sabununun,
içine minik deniz taşları girivermiş,


keçi sütlüsü, bal- bademlisi, shea yağı ve kahvelisi,
lifli sabun, deniz tuzlu sabun, ondan fazla çeşit var.


kullanılan malzemeler, doğadan , her birinde ayrı bir fayda var.


 banyomun enerjisi değişti.
Hamdiye ve Deniz'e teşekkürler.


sabun kokusu doldu sayfama.....

kurak zaman çiçekleri...

kurak zamanlarda açan çiçekler,
kendi alanları kadar yeşil içindeler,
onlardan gayrısı , sararıp solan. 
hayıt çiçekleri açtı, lila rengi başaklar gibiler...


ilk gördüğümde lavanta çiçeğine benzetmiştim.


bu sarı çiçekler, o kadar canlı bir sarı renge sahip ki;
onca kuru otun  arasın da mücevher gibi ışıldamakta.


çok narin çiçekler, dokununca dökülüyor.


bu beyaz tül gibi çiçekler, oldukça uzunlar.
yol kenarlarında dalgalanıp dururlar.


tül gibi, dantel gibi zarif çiçekler.
bir sinekcik yorulmuş, uzanıvermiş, tül çiçeğine.


evet, yeni bir hafta başlıyor,
umut her zaman yanımız da olsun....
sevgiler.

Cumartesi, Haziran 28, 2014

manolya mı?

mutlu olacağınız herşeyin, 
dolu dolu olduğu bir hafta sonu olsun....
o kadar dolu olsun ki;
bu çiçeğin adını biliyorsanız bile, yazmaya fırsatınız olmasın...


manolya mı? acaba...
bir ağacın çiçekleriydi.

bir- iki kez bakmak yetmiyor....
güzel ötesi,

Perşembe, Haziran 26, 2014

limonlu cheesecake

oğlum yanımdayken, ne kadar çalışkan bir anne olduğumu,
daha önce anlattım, işte o zamanlardan, bir kaç kareye taşıdığım,
oğula yaptığım tatlılardan...
limonlu cheesecake


yanında espresso
 iyi bir ikili olduklarını düşünüyorum.



cheesecake tarifime gelince inanın her seferinde, 
internette gördüğüm ilk tarifi yapıyorum.
sadece üstündeki jöle tamamen benim deneyimlerimle,
oluşturduğum yoğun limon tadında bir jöle,


iki adet limonun suyu, bir limonun da kabuğunun rendesi,
iki kaşık buğday nişastası, iki kaşık şeker,
bir buçuk su bardağı su, ocağa koymadan iyice karıştırıyorum hepsini,
sonra orta ateşte kaynatıyorum ama sürekli karıştırarak,
hava kabarcıkları oluşup, koyulaşınca, iki kaşık şeker koyup,
sürekli karıştırıyorum, şeker iyice eriyip, jöle parlaklaşınca kapatıyorum ateşi,
son koyduğum şeker, parlak olmasını sağlıyor. 
ocaktan indirince de sürekli karıştırıyorum, kabuk tutmasın diye,
ılınınca en üst kata yayıyorum.



espresso makineme gelince,
İtalyan ''Bialetti'' markasının Türkiye tanıtımında,
dağıtılan az sayıda özel üretimden, bana düşen ''brikka'',
iş hayatım dan kalan, az sayıdaki güzelliklerden biri, 
kahvenin fincana akışını seyretmek,
bir kahve sever için çok hoş bir duygu.

kahve severe,
kahve içn herşey bahane...

Salı, Haziran 24, 2014

saman ve sararıp solan...

yaz geldi,
bizim buraların sararma zamanı artık,
baharın olanca yeşili sararıp kuruyor,
geçen haftalarda yürürken, buğday ve yem gibi ekinlerin,
tarlalar da sararmış,karelerini paylaşmıştım.
işte o tarlalarda, ekinler toplandı, saman balyaları hazırlandı.


beni şaşırtan, o kuraklığın içinde, hala var olmaya çalışan,
bahar çiçekleri...
bu gelincikler gibi...


şu saman balyalarını alıp eve götüresim var,
geçen sabah tarla sahibine söyledim, güldü; ''al abla'' dedi.
şöyle bir el attım, kımıldatmak ne mümkün.
ama çok isterim bir saman balyam olsa bahçeye koysam.


bu minnak papatyacıklar da, kuraklığa inat,
terk etmiyorlar tarlayı,
bahar bitti, minnoşlarım dedim ama...

işte hayatta böyle yaşanmalı,
asla sana diretilen hayatı kabul etmeden, gönlün zamanlarına sığdırılmalı ömürler.
ne bahar, ne yaz, dilediğince....

Pazartesi, Haziran 23, 2014

kavun tarlası....

güzel, huzurlu, sağlıklı,
bir hafta olsun hepimize,


göz alabildğine ekili alan da kavun var,
2 aydır çalışıyorlar, ektiler, otları temizlediler vs.
hiç kolay değil, nasıl emek var, görünce anlıyor insan.
bebekleri ile gelen kadınlar çalıştı, 5-6 yaşlarında ki çocuklar, 
baktı bebeklere anne - babaları tarlada çalıştı.


geçen sabah sordum ne olacak bu kadar çok kavun? diye,
büyük market zincirlerinden birine satmışlar bile kavuncukları,
belki siz bu kavunlardan alacaksınız... kimbilir ?

belki de bu kavunu kesip yiyeceksiniz.....
çok emek var çoook bilin,
ve zerresini ziyan etmeyin lütfen...

Cumartesi, Haziran 21, 2014

hafta sonu....


benim için hüzünlü bir hafta sonu olacak, oğlum gidiyor,
oğlum istanbula, kız arkadaşı kolombiya ya dönüyor,
kısa özlemlerimiz olması dileğim....
herkese iyi bir hafta sonu olsun.

Cuma, Haziran 20, 2014

mor diken

yaz geldi,
doğa da sararıp solmaya başladı, baharın renkleri,
yerini sıcağa ve kurağa bıraktı.


sararan doğanın içinden, sert koşullar da çiçek verenim, 
dikenli olsam da bu muhteşem renk ile çok güzelim
diyen diken çiçekleri.


bir süre sonra onlarda kuruyacaklar, 
kurumadan karelere taşıdım, 

gülü seven dikene katlanırmış,
çiçekleri seven de tümden dikene ....

Çarşamba, Haziran 18, 2014

reçel hem de üç reçel...

reçeller kaynattım,
yine üç reçel ...


son dem dutlar, üzerin de hala dut olan ağaç bulurum da,
bir kavanozcuk olsun reçel yapmaz mıyım?
yapması kolay reçel, lakin o dutların minik saplarını kesmek yok mu...
neyse küçük bir kavanoz olunca çabuk ayıkladım.
kafi miktar da şeker koyup kaynattım, limon suyunu koyup,
sıcak kavanoza boşalttım.



dalından toplanan meyveler ile reçel yapmak çok başka bir hal,
kayısıları rondo dan geçirdim, şeker ile kaynattıp, limon suyu ilavesi ile,
dayanıklılığını artırdım, sıcak, sıcak kavanoza boşalttım...


ve yeşil incir reçeli, ah! o incir kabuklarını soymak varya ....
eldiven ile topladığım incirlerin, yine eldiven ile kabuklarını soydum.
bir taşım kaynattı süzdüm, hazırladığım şurubun içine attım, incirler şekeri emip,
parlaklaşmaya başlayınca, limon suyu ilave edip, sıcak iken kavanoza doldurdum.


herşeyin özü bu kare,
işte renk, işte aroma, işte tat...

doğanın ve hayatın renkleri,
hiç eksilmesin ömrümüzden....

Salı, Haziran 17, 2014

bulutlar dan, serinlik....

hani geçen haftalar da, yaz gelmiyor diye sitem ederken,
aman hep bulut derken, şimdi az bir esintiyi bile özler oluyoruz,
bu bulutlar o serin günlerde karelenmişti.


bir sabah yürüyüşünde bulutların peşine düşmüştüm, 
fotoğraf makinesinin hafıza kartın da bir sıkıntı yaşayınca, makinenin hafızasına,
kaydolmuş, bu görüntüleri bulunca sevindim. belki bir gıdım serinlik,
hissedelim istedim.


bulutları  da çok severim. pamuk bulutlar.

arada geçsinler bizim buralardan.

üzümlerim...


asma altı, 
yaz sıcağında, oturulacak en güzel yerdir,
küçücük bir esinti bile olsa, yapraklar hemen kımıldar,
yelpaze misali serinletir.


üzümleri de ayrı bir lütuf dur.
asmamın altı serin ve yeşil.


20 den fazla salkım var, bahar dan buyana nasıl büyüdüklerini,
seyredip duruyorum. olgunlaşmalarına, bir ay dan fazla süre var.

işte böyle,
bu postu hazırlarken asmanın altında oturuyorum, elimde kahvem,
üzümlerin size selamı var.

Pazartesi, Haziran 16, 2014

çalışkan anne...

iyi bir hafta olsun hepimize,
oğul gelince, her anne gibi,  ne pişirsem, 
herşeyden yedirsem derdin de, mutfaktayım...

annesi gibi oğlum kahveyi çok sever,
anne eli değmiş, kekler, kurabiyeler de olmazsa olmaz.


efendim bu görünen muhteşem kek ve harikulade kurabiyeler,
benim eserim...
pişirdiklerimin  bazılarının fotoğrafını çekebildim,
bazılarını telaştan unuttum. 


kek ölçülerim, genel kek tarifi gibi, fakat ben süt yerine,
yoğurt tercih ediyorum. içine de  evde ne varsa katarak,
kuru meyveler, taze meyveler, çikolata, hindistan cevizi,
gibi malzemelerle şenlendiririm kekimi.  
kurabiye tarifim ise şöyle;
1 yumurta, 100 gr tereyağ,  1/2 paket kabartma tozu alabildiğince un,
içine ceviz, kuru üzüm, ay çekirdeği, zencefil ve tarçın ekledim.
orta hararetli fırın da altı kızarana dek pişirdim.
kurabiye pişirirken her zaman fırın başın da beklerim,

hepimiz için, iyi, güzel, huzur dolu geçsin haftamız.

Cumartesi, Haziran 14, 2014

çiçek gibi bir haftasonu.......

yaz mevsiminin bu güzel günlerinde,
herkese çiçek gibi bir hafta sonu diliyorum.