Perşembe, Temmuz 31, 2014

bağ bozumu...

bağı bozduk, hasat yaptık.
mayıs ayından beri, yaprağını sardık, gölgesinde oturduk,
yeşilini seyrettik, az mı? ama bununla kalmadı...


salkım , salkım üzümlerinden de topladık,


çekirdeksiz, tatlı mı, tatlı üzümlerim.
insanın kendi yetiştirip baktığı bir ağacın meyvesini yemesi,
o kadar güzel bir his ki, nasıl da mutluluk veriyor.


keşke herkese birer salkım verebilsem...


Datça korkunç kalabalık, bir kez çarşıya inmek gibi bir hata yaptım...
gördüklerim çok üzdü beni;
elbette, herkesin hakkı, denizden faydalanmak lakin, 3 günde her yeri talan eden bir tarz da,
tatil anlayışı olmamalı, ah! nasıl yapılabiliyor, anlayamıyorum.
neyse, üzümlerim şahane....


Salı, Temmuz 29, 2014

Pazar, Temmuz 27, 2014

şerbet gibi bayram olsun....

tarçın şerbeti.


tarçın şerbeti yapımı :
1.5 litre suda, 6-7 çubuk tarçın, 6 kaşık şeker,
kaynatılır,  ocağı kapatınca  tencerenin içine,  8-10 tane karanfil atılır. 
15 dakika bekleyip, süzülür.
buzdolabında soğutularak içilir.


rengi başka, tadı başka güzel.


soğuk, soğuk ,
sıcak yaz günleri için ideal.


gaz alıcı bir renk.



zıpçıktı yani peri zambaklarım açmaya  devam ediyor...
iyi bayramlar.

Cuma, Temmuz 25, 2014

iyi bayramlar....

son sarmaşık güllerden  bir demet,
kalabalık evlerde  geçsin, bayram günleriniz.


iyi bayramlar...


hayat bayram olsun.


Perşembe, Temmuz 24, 2014

yastık...

çok sıcak çok,
ev de kalabalık olduk, çocukluk arkadaşım geldi,
kara kuzum yani  kız kardeşimin büyük oğlu,  teyzesini ziyarete geldi,
kara kuzum ve oğlum aynı yaşta, kız arkadaşıyla birlikte geldi,
ev şenlendi, 


bu sıcak zamanlar da, en güzel öğle uykuları,
herkes evde nereyi serin bulursa oraya uzanıveriyor,
bunlarda bir sepet dolusu , öğle uykusu yastığı...


bu yastık kılıfları, bir dönem hepimizin evine mutlaka uğramıştır.
annem de son kalanlar, 
Denizli'den gelirdi. yıllar, yıllar önce neredeyse, otuz beş yıl evvelden.
yüzde yüz pamuklu, 


yastıkları üst üste dizince dayanamadım fotoğraflarını çektim....

Çarşamba, Temmuz 23, 2014

mor salkım tatlısı....

mor salkım, 
salkım salkım,
tatlı da oldu...


uydurdum, tamamen uydurdum....
sütlü irmik tatlısını yaptım, ılınınca içine bir kutu krema koyup çırptım,
mor salkımların, açmamış olanlarından içine karıştırıp,
 kare bir cam kaba döktüm.


üzerine , mor salkım şerbetinden 1 su bardağı aldım,
1 yemek kaşığı nişasta , 2 yemek kaşığı şeker ile jöle hazırladım,
sütlü tatlının üzerine, mor salkım tanelerini koyup, jöleyi döktüm.
işte hepsi bu...


hafif bir yaz tatlısı oldu , afiyetle de yenildi....

Salı, Temmuz 22, 2014

pembiş, pembiş kareler....

arkadaşım dan pembe bir şapka hediye alınca,
hemen evdeki pembişleri topladım, 
plaja doğru yola çıktım...


pembe plaj kadrosu , merdivene dizildi....


bu haftanın rengi pembe olsun, 
hayata ve gelecek günlerimize pembe dokunuşlar girsin...
renk herşeyi canlandırır.

kucak dolusu pembe...
sevgilerimle...

Cumartesi, Temmuz 19, 2014

çiçeklerin rengi....

her güne neredeyse bin acı düşen,
dünyamızda, en çok ihtiyacımız olan,
barış için umut....


yaşanan tüm acılar da bu dünya da,
bu renkler ve güzellikler de bu dünyada...


şairin dizelerini, tüm kalbimle inanarak,
tekrar ediyorum;
''dünyayı güzellik kurtaracak''


çiçeklerin rengi, umuda , barışa ışık olsun.
savaşa H A Y I R !

Cuma, Temmuz 18, 2014

kahve için her şey var ama kahve yok....

''kahve teşkilatı''
çok keyifli bir teşkilat bu, 
teşkilatın tamamı karşınızda, eskisi yenisi,
toplu halde ...


en eski kahve makinem..


son model ve sondan bir önceki model,
elbette hepsini mutfak da, yan yana dizili tutmuyorum :))))
İstanbul ve  Datça' daki evde, farklı alanlardaydılar.
şimdi tek evde toplanınca  kalabalıklaştılar, son kez toplu fotoğraflayıp, 
fazlasını arkadaşlarımla paylaşacağım.


filtre kahve ile sınırlı değil, bu teşkilat,
cezveler bambaşka bir kahve keyfinin parçaları.


espresso  karşınızdaki ''brikka''nın işidir.
kendisi, sevdiğim teşkilat üyelerinden biridir.


neredeyse onbeş yıllık ''french press'' bu aralar emekli sayılır,
az çalışıyor. yanından yine onun kadar uzun zamandır teşkilatın,
bir parçası ''kahve köpürtme mikseri''

kahve merakıma ve kahve sevgime yoldaşlık eden,
bütün cihazlarım bunlardır....uzun yıllar içinde, sevincime, üzüntüme,
kahve içmek için her elimi attığım da, benimle oldular.
son zamanlar da kahve keyfime eşlik eden, bir blog var, sabah kahvemi içerken, paylaşımlarına çok severek bakıyorum. bu sayfayı sizle paylaşmak ve teşekkür etmek istedim. Emel Sevren Pınar iyi ki buradasın.
kahve keyfimin eşlikcisi tıklarsanız sizde müptelası olacaksınız.

Çarşamba, Temmuz 16, 2014

mor salkım şerbeti...

karşınız da ''haftanın şerbeti'' şerbet işine acayip sardım,
asıl derdim içmek değil, o renkler varya ah o renkler,
işte bütün sevdam o renkler....


mor salkımın zamanı değil, lakin arkadaşımın bahçesinde var,
bahçe sulandıkça, mor salkım çiçek veriyor,
hatırlarsanız, geçen ay reçelini yapmıştım...


reyhan şerbetin de uyguladığım yöntemi, aynen uyguladım,
olağan üstü güzellikte bir renk, geç karşısına seyret,


mor salkımlardan,  çiçekleri tek tek kopardım,
karınca, börtü böcek gitsin diye yıkayıp süzgeçte biraz beklettim,


sonra derin bir kapa aldım, üzerine, 1 limonun kabuğunu ve suyunu ekleyip,
6 yemek kaşığı şeker ve 1,5 litre kaynak suyu döktüm,
kapağını kapatıp, soğuyana kadar bekledim,
soğuyunca süzüp şişelere koydum.


rengini seyretmekten, içemedim...


buz gibi ve çok özel bir renkte,
tam bir yaz içeceği oldu.


mor salkım bulma şansınız varsa, mutlaka deneyin.

Salı, Temmuz 15, 2014

nereden - nereye....

havalar çok ama çok sıcak, 
sadece pamuklu kumaşlardan çarşaflar kullanabiliyorum.
sıcak havalarda buldan bezlerinden kullanışlısı yok.
çarşaflar, pikeler, havlular...
işte bende çekmeceler de ne var, ne yok diye ararken,
annemin benim doğumum da kullanmak için hazırladığı, 
yatak takımını buldum.


 yatak takımı deyince, karyola eteği ve yastık kılıfı, o zamanların modası,
kumaşı ve de nakış iplikleri annemin çeyizinden, yanı Yunanistan' dan alınmış,
kumaşı, kumlu keten, annem nakışları elcağızıyla işlemiş...


İstanbul'a son gidişimde getirdiklerim den, her gidişimde,
bir sürü yaşanmışlık yüklenip geliyorum...bu nakışlı örtüleri,
yatağıma sererken, bir yandan da 51 yıl önceyi düşündüm, annemin heyecanını,
tam dört yıldır beklenen bebeği, yani beni :))))
ah! ne çok şey düştü içime, canım babaannem, ne çok istemiş,
torunu olsun diye, dört yıl beklemiş, adaklar adamış, 
 sadece bu örtüler değil, ne çok şey gelmiş benimle eve, 
1963 yılı, amerikan malı kilitli bir buzdolabı alınmış, anneme kolaylık olsun diye,
 odalar, değişmiş, eşyalar değişmiş...


kıymetlim olmaz mı, bu örtüler, onca yaşanmışlığın izleri var.


yatak odamdaki komodin, şifoniyer ve ayna da babaannemden,
dedem öldükten sonra, babaannem yatak odasını düzenlediğinde,
mobilyaları, marangoz Musa ustaya yaptırmıştı, 30 yıl önce...


yastıklar böyleymiş, uzun yapılırmış.
bir yastık da kocamak için.


şifoniyerin üstünü ben doldurdum, 
şu küçük balerinli kutuyu oğlum sekiz yaşındayken almıştı bana,
şapkalı bebeğim de çok eskiden sanırım 12- 13 yaşlarımdan.


baş ucumda , duvardaki lamba da   takılı olan, kabus kovucuyu, 
oğlum geçen yıl, Kolombiya ya gittiğin de getirmişti.


bu minik porselen bebeği, 90 yılın da,
Almanya' dan almıştım.
:)


İşte böyle, sıcak bir günün getirdikleri,
nereden - nereye hatta nerelere götürdü beni,
fotoğraf makinesine yansıyanları da sizlerle paylaşıyorum,

Pazartesi, Temmuz 14, 2014

komşum sağolsun....

blog dostlarım sağolsunlar, 
komşu da pişen, bize de düşer, derler ya,
düştü de, baktım güzel tarifler var , pazar günü mutfak da olma arzumu,
blog komşularımın tarifleri ile şenlendirdim.


meltem den ,  damla sakızlı muhallebi; tarifi meltemin evinden,
çok hafif bir tatlı... 


 limonlu kurabiye de meltemden, 
meltem demiş ki;  bir tabak bitirirsiniz , bence bir tepsi biter.
ben biraz fazla pişirmişim  :(  
oysa meltemin pişirdikleri sapsarı...
limonlu kurabiye ; tarifi meltemin evinden..
Meltem' ciğim evinde pişenleri paylaştığın için çok teşekkürler...



Girit kabaklarından dolmanın tarifi ise havva'dan.
tarifi kedili evin tarzı sayfasından...
havvanın çekemediği son kareleri yani yemeden öncekileri,
ben çekmiş oldum böylece.
çok teşekkürler havva paylaştığın için.

*** not: ben bu postu hazırladıktan hemen sonra deeptone sevgi ve dostluk ödülü,  listesine benide yazmış...
paylaşmak, çoğalmaktır.