Bir haziran sabahı saat 05.00 de yola çıktık tam da ülkenin ortasına doğru...yaz başıydı ama serinlikde vardı. ceketleri atsak da ince hırkalar elimizdeydi,kalacak yer hazır dı...kızlar ve kızları yani kırmızı araba dolmuştu önce benzinci sonra boğaz köprüsünü geçip Ankara tabelarına takıldık...Bolu bizi karabulutlarla bekliyordu tırmandık,tırmandık,tırmandık karabulutlar yağmura döndü...mola yeri seçtik.... sıcak bir çay ,biraz şekerleme için ...yağmurdan kaçarak girdik kırmızı arabamıza...çok sürmedi güneş parladı, ılık ılık ısındık... 4 saat sonra karşımıza heryerden çıkan Konya tabelalarına karşın vardık Ankara'ya ...2 gün Ankara keşfindeydik planlar,istekler ... illa da arjantin caddesi ve sıcak şarap diye zırlamalarıma dayanamayıp gittik sıcak şarap peşine amma hayallerim hüsranla son buldu...sıcak şarap içeceğimiz makan kebapçı olmuştu.
Anıtkabir, Gençlik parkı, Atatürk orman çiftliği derken kocaman kocaman herşeyin genel müdürlüğü binaları arasından dolaştık durduk,kaybolduk adres sorduk bütün Ankara'lılar adres tarifi için eğitim almıştı sanki her sorduğumuzda tarif şuydu ''dimdirek gidin'' dimdirek turlarla aynı caddelerden ve şehri kuşatan altlı üstlü geçitlerden bir kaç kez geçerek her yere gittik tamda dönüşümüze birkaç saat kala içimizde eksik bir şeyler vardı,ve karşımıza çıkan bir tabela eksikliği gösterdi oklarla Ankara Kalesi....o oku çoook seviyorum, park yeri vs. yokuş sokaklar derken ...............
Öncelikle sıcacık ve samimi bir karşılama için çok teşekkürler. Siteyi her ziyaret edişimde yurdumuzun bilinen şehirlerinin bilinmeyen yönleriyle karşılaşıyorum ve çok şaşırıyorum. Özellikle bugün Ankara da böyle sokakların var olabileceği hiç düşünemezdim. Devamını merakla bekliyorum:)
YanıtlaSilziyeretiniz için çok teşekkürler....
YanıtlaSilMoon,çok şaşkınım.
YanıtlaSil2 yıldır forumda yazıp durduklarım senin söyleminle karşıma çıkıverdi.
Ankara eksik ama...çok eksik.
Keşke beni bulsaydın,rehberliğim fena değildir.
Hele sonradan Ankara lı olduğum düşünülürse.