Gündüz uykuları daha güzeldir bazen.Uykuya dalarken, uyumakla uyanıklık arasında bir süreç vardır.Her iki taraftasındır.Dışarıdan çocukların sesleri gelir ve sen alır götürürsün, çocukların kahkahalarını, rüyanda gittiğin yere
pencere de açıktır , hafif hafif esen kokulu bir rüzgar kılımdattıkça tülü ,rüyan tülün içinden geçer.Tülün dışında açık bir pencere dışarıda kırlar vardır ve görmediğin ama hissetiğin deniz ,salkım söğütler, bahçede ağaçların arasında renkli ampuller…
ve kablumbağın sesini bile duyarsın salkım söğütün altında dolaşırken .
rüyadır bu özgürdür… zaman mekan tanımaz alır seni bahçeden, yağmurlu sokaklara götürür kaldırımlarında ayın ışıldadığı,taşlı bir yolda yürürsün , camlarından sarı sıcak ışıkların ,su birikintilerine yansıdığı…
Hiç bilmediğin bir kentin ,eskici dükkanına sokar ve orada bulursun eskiyen gençliğini ve hüzünlenirsin.Bir kalem kutusu, yarısı erimiş bir silginin kokusu unutmadığın,sevdiğin mekap ayyakabıların ve ilk kadife ceketin oradadır…
kıvırcık saçlarının sabun kokusu,yüzünde ergenlik kızarıklıklarının sıkıntısı ama kocaman ağız dolusu tebessümün de ordadır.
Eskicinin aynasında , sana bakar uzak gençliğinin gözleri, geçip gideyim dersin aynadan öbür tarafa yaşamın bilinmez olduğu ...yıllara geleceği merak etmeden sadece ...herşeyin güzel olacağına ve bunu yapabileceğine olan büyük inancının yanına …
bir tek aşk ..aşk hep bilinmezdir ... işte o kaygı aynanın önünde tutar seni geçemezsin. ve sevdiklerin yavaş yavaş kaybolur aynada ,geçemezsin ürkekliğin daha fazladır şimdi..düş kırıklıkları batar aynanın , parçalarından yüreğine bir başka ayna düşlersin...gelecek günlerin de çocukluk ve gençliğin gibi..kokulu rüzgarların olacağını vadeden..
Sonra bir de bakarsın bir adadasın …aşk , sen ve aşık olduğun.. bahçede sarılıp uyumuşsundur … kokusunu içine çekerek..
ve bir çocuk çığlığı haber verir rüya olduğunu .. onunla hiç sarılıp uyuyamayacağını anlayıp ,sessizce ağlarsın…
uyanmak istemezsin..rüya ya dönmek için gözkapaklarına asla izin vermezsin kirpiklerini birbirinden ayırmasına …(MAYIS 2006) moon ve yol arkadaşı
pencere de açıktır , hafif hafif esen kokulu bir rüzgar kılımdattıkça tülü ,rüyan tülün içinden geçer.Tülün dışında açık bir pencere dışarıda kırlar vardır ve görmediğin ama hissetiğin deniz ,salkım söğütler, bahçede ağaçların arasında renkli ampuller…
ve kablumbağın sesini bile duyarsın salkım söğütün altında dolaşırken .
rüyadır bu özgürdür… zaman mekan tanımaz alır seni bahçeden, yağmurlu sokaklara götürür kaldırımlarında ayın ışıldadığı,taşlı bir yolda yürürsün , camlarından sarı sıcak ışıkların ,su birikintilerine yansıdığı…
Hiç bilmediğin bir kentin ,eskici dükkanına sokar ve orada bulursun eskiyen gençliğini ve hüzünlenirsin.Bir kalem kutusu, yarısı erimiş bir silginin kokusu unutmadığın,sevdiğin mekap ayyakabıların ve ilk kadife ceketin oradadır…
kıvırcık saçlarının sabun kokusu,yüzünde ergenlik kızarıklıklarının sıkıntısı ama kocaman ağız dolusu tebessümün de ordadır.
Eskicinin aynasında , sana bakar uzak gençliğinin gözleri, geçip gideyim dersin aynadan öbür tarafa yaşamın bilinmez olduğu ...yıllara geleceği merak etmeden sadece ...herşeyin güzel olacağına ve bunu yapabileceğine olan büyük inancının yanına …
bir tek aşk ..aşk hep bilinmezdir ... işte o kaygı aynanın önünde tutar seni geçemezsin. ve sevdiklerin yavaş yavaş kaybolur aynada ,geçemezsin ürkekliğin daha fazladır şimdi..düş kırıklıkları batar aynanın , parçalarından yüreğine bir başka ayna düşlersin...gelecek günlerin de çocukluk ve gençliğin gibi..kokulu rüzgarların olacağını vadeden..
Sonra bir de bakarsın bir adadasın …aşk , sen ve aşık olduğun.. bahçede sarılıp uyumuşsundur … kokusunu içine çekerek..
ve bir çocuk çığlığı haber verir rüya olduğunu .. onunla hiç sarılıp uyuyamayacağını anlayıp ,sessizce ağlarsın…
uyanmak istemezsin..rüya ya dönmek için gözkapaklarına asla izin vermezsin kirpiklerini birbirinden ayırmasına …(MAYIS 2006) moon ve yol arkadaşı
ziyaretin için teşekkürler :)
YanıtlaSil